Stay In Touch
Türkiye – Bosna Hersek İlişkileri

Bosna Hersek Devleti; 26 Mart 2009 tarihinden başlayarak Dayton barış Anlaşması kapsamında üstlendiği Yüksek Temsilcilik görevinden sonra Brçko Bölgesi şeklinde tanımlanan ikili oluşum yapısı modeline geçmiştir. Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olmak üzere iki ayrıcalıklı oluşumdan meydana gelen Bosna Hersek, her oluşumun kendine seçimiyle belirlenen hükümetleri, meclisleri ve başbakanları vasıtası ile ayrıcalıklı şekilde yönetilmektedir. Bosna Hersek Devleti`nde; imzalanan Dayton barış Anlaşması sonrası Boşnak, Sırp ve Hırvatlardan oluşan üç farklı etnik oluşumun kendi aralarında seçtiği üç cumhurbaşkanının birleşerek oluşturduğu bir Cumhurbaşkanı Konseyine de mevcuttur. Cumhurbaşkanlığı konseyi başkanı, her sekiz ayda bir dönüşümlü olarak üç ayrı temsilci içinde değişmektedir. 1992 yılından 1995 yılına kadar devam eden harp ülkenin demokratik yönetim biçimini değişerek, her üç taraftan da oldukça çok insanın hayatını kaybetmesine neden olan bu süreci sona erdirmiştir. bugünlerde çoğunluğu oluşturan Boşnakları, 7`lik nüfus dağılımı ile Sırplar izlemekte ve azınlık olarak yaşamayan Hırvatlar da nüfusun yönünü oluşturmaktadır. memleketimiz ile Bosna Hersek arasındaki birliktelikler, yüzyıllardır devam etmekte ve iki yurt arasındaki kökünden tarih her geçen gün ilişkilerin daha da güçlenmesini sağlamakta. Ekonomik ilişkilerin kuvvetlenmesiyle iki memleket arasındaki dışsatım 2008 verilerinde artan bir grafik çizmiştir. Bosna Hersek Devleti ekonomide bulunduğu bunun gibi eğitim dalında da desteklenerek, ülkemiz eğitim kurumlarında denklik uygulamasına dahil edilmiştir. Bu nedenle türkiye ile Bosna Hersek arasında devamlı olarak bir üniversite öğrencisi trafiği yaşanmakta ve iki ülkenin de öğrencilerinin aldığı yükseköğretim kendi ülkelerine denk sayılmaktadır. ülkemiz`nin dış politikalarının merkezi durumuna gelen Avrupa çalışmalarının ciddi bir parçası Bosna Hersek, kültürel ve tarihsel manada sağlam bağlara tutunduğumuz bir yurt olarak gelecekte oldukça çok politikanın beraberce geliştirilmeye devam edileceği ve müstakil modelini koruması için desteklemeyi sürdüreceğimiz bir ülkedir. Bosna Hersek topraklarında devam eden savaşın Dayton barış Anlaşması ile sona ermesine destek veren memleketimiz, bu yapının korunması için çalışan Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu`nun bir üyesi şekilde sivil toplumun sürekli sulh ortamı içinde yaşaması için hala destek vermeye devam etmektedir. memleketimiz 1990`ların başından itibaren dünyada etkisini şiddetli bir şekilde gösteren siyasi değişim rüzgarlarının kuvvetiyle süreklilik işaret eden bir sulh sürecine destek vermiş, takip eden çağda de küresel ölçekte yaşanan istikrarsızlıkları da genel şekilde ölçülü bir mesafeden takip etmeyi seçmiştir. Günümüzün küresel siyasetlerinde kısalan mesafeler iletişim kurmayı çok kolay ve hızlı bir duruma getirerek, ülkelerin birbirlerine olan ekonomik bağlılıklarının gelişmesini ve uluslararası ilişkilerin ciddiyet kazanmasına neden olmuştur. Yaşana bu değişimlerin kitle imha silahları, uluslararası terör, suç şebekelerinin artması ve illegal göç bu gibi birçok olumsuz etkiyi de birlikte getirmesi ve ekonomik sorunların hızlı bir biçimde küresel bir krize dönüşmesini tetiklemiştir. tüm bunların haricinde bazı toplumların ortak coğrafyalarda ve aynı sistemler arasında yaşaması etnik köken ve din ayrımlarının da çok çok yaşanması benzeri kültürel sorunlara neden olmuştur. başka ülkelerin ve grupların da bu tür kültürel çatışmalara dahil olmasıyla beraber bu konuların önemi küresel boyutta artmış ve yabancı ülkelerin de yakından ilgilendiği bir hukuk derdi biçimine gelmiştir. Siyasi ve kültürel problemlerin dünyanın farklı coğrafyalarında değişik etkilere sebep olduğu bugünlerde türkiye; kapsamlı olduğu kadar çözüm odaklı, insan haklarının istikrarın bir şekilde korunmasına, refah seviyesinin eşitlenmesine yönelik pragmatik bir dış politika benimseyerek, ayrıcalıklı topluluklara sahip ülkeler için bir arabulucu rolünü sahiplenmiştir. NATO`nun en ciddi ve etkili üyelerinden birisi olan türkiye, kararlı adımlarla yürüdüğü Avrupa Birliği üyeliği sürecinde öteki ülkelerle yakınlık kurmuş ve komşusu olan ülkelerin yaşadığı sorunları çözmelerine büyük oranda yardımcı olmakta. Avrupa ülkeleri ve memleketimiz sebebi ile titizlik ve sık çabayla çalışmalara karşın Balkanlarda yaşanan duygulu devre devam ettiği bunun gibi, bilhassa Orta şark ve Kafkaslardaki barışa yönelik gayretler hala kararsız yapının değişmesini sağlayamamıştır. Çevresindeki ülkelerin içinde olduğu bu karmaşık bir duruma barışa ve istikrara yönelik bir hariç siyaset tutumuyla ile yaklaşan memleketimiz, anlaşmazlıkların çözümünde sahip olduğu istikrarlı ve güçlü tavrıyla epey bir ciddi bir görevi başarıyla taşımaktadır. Kararlı yapısını uzun süredir muhafaza eden uluslararası politikasıyla ülkemiz, öteki ülkelerin güvenini kazandığını 2009-2010 arasında geçici Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilerek göstermiştir. Uzun süredir Orta şark`da takındığı barışa yönelik, istikrarın korunmasını hedefleyen ve yüksek refah düzeyi yaşanmasına yardımcı hariç siyaset tavrıyla deneyimini daha da arttıran ülkemiz, bu zamanlarda barışın korunması ve bozulan küresel huzurun tekrar elde edilmesi için çözüm yolundaki kritik virajlardan bir tanesi durumuna gelmiştir. ülke`nin küresel ölçekte üstlendiği bu hariç politikanın kapsamlı yapısının gücü; oldukça çok ayrıcalıklı bölgede etkinliklerini sürdüren bölgesel ve global faaliyetleriyle önemli işler başaran kuruma denetimci, ortak, aza ve gözlemci rolüyle dahil olmasıyla da aleni görülür. memleketimiz; Birleşmiş Milletler, islam Konferansı örgütü, NATO, Dünya Ticaret örgütü, Avrupa Konseyi, Ekonomik işbirliği ve Kalkınma örgütü, Ekonomik işbirliği Teşkilatı ve Karadeniz Ekonomik işbirliği bunun gibi kuruluşlara üye olmuştur. bununla beraber Akdeniz işbirliği, Asya işbirliği ve itimat Arttırıcı önlem Alma Konferansı, Amerikan Devletler örgütü, Afrika Birliği ve Karayip Devletler Birliği benzeri küresel ölçekli kuruluşlara da üyeliği de olan ülkemiz, günümüzün dünyasında etkili etkinlik belli eden ülkeleri içinde kendine yer bulmuştur. 2007`de memleketimiz`inin imzaladığı ve Türk Arap işbirliği Forumu kurulmasını verici çerçeve Anlaşması haricinde, daha sonrasında 2008 yılındaki Körfez işbirliği Konseyi`nin önemli bölümü olan Stratejik Diyalog departmanının da yapılandırılarak kurumsal bir kimlik kazanmasında gene ülkemiz epey bir etkili olmuştur. ülkelerarası sulh temsilcisi şekilde ve istikrarın korunmasını verici hariç siyaset tutumuyla bulunduğu bölgede bulunduğu gibi küresel boyutta da mesul bir memleket olarak öne çıkan ülkemiz, farklı ülkelerde yaşanan gelişmelerin getirdiği etkilerinin dünya genelinde yaşandığı bu günlerde, geleceğe yönelik politikaların merkezi gücü biçimine gelmiştir.

Comments
Send a Comment

No Comments

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>